Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.
Kullanılan içeriklerin tüm hakları saklıdır.
Panama Kanalı, Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birleştiren yaklaşık 80 kilometrelik bir su yoludur. Kanal, 1914 yılında kullanıma açılmıştır. Kanalın dünya ekonomisindeki önemi, özellikle 1990'ların sonlarında ve 2000'lerin başında Çin'in birçok tüketici ürünü için üretim merkezi olarak yükselmesinin ardından artış göstermiştir. Kanal, mevcut durumda dünya deniz trafiğinin yüzde 6'sını oluşturmaktadır.
Son aylarda Kanal üzerindeki geçiş sıraları giderek uzamaktadır. Bu olay, iklim değişikliği ve El-Nino’nun da başlaması sonucunda bölgede etkisini gittikçe artıran kuraklıktan kaynaklamaktadır. Dünyanın en yağışlı ülkelerinden biri olan Panama’nın aşırı kuraklığa teslim olması, Kanaldaki su seviyesinde kayda değer miktarda düşüş ve gemi geçişlerine kısıtlama getirilmesiyle sonuçlanmıştır. Uzmanlara göre alandaki etkisi giderek artan kuraklığın yakın gelecekte, tedarik zincirlerini kesintiye uğratarak geniş çaplı etkilere yol açacaktır. Ayrıca mevcut etkilerinin de yılbaşından önce açık bir şekilde görülmesi beklenmektedir.
Panama Kanalı’nda gemilerin geçişleri, kilitleme sistemi tarafından oluşturulan "su asansörleri" ile yukarı (deniz seviyesinden 26 metre yüksekliğe kadar) veya aşağı hareket ederek yapmaktadır. Kanalın diğer tarafına ulaşmak için oluşturulan bu geçişe, Panama Kanalı'nın bağlandığı okyanusların coğrafi olarak aynı seviyede olmamasından, Pasifik Okyanusu’nun Atlantik Okyanusu'ndan biraz daha yüksekte kalmasından ihtiyaç duyulmuştur. Kilitli Kapılar yardımıyla kanala giren gemiler daha yüksek bir seviyeye kaldırılmakta ve daha sonra kanalın diğer ucunda deniz seviyesine indirilmektedir. Kanal, gemilerin geçişine yardımcı olmak için toplam üç takım kilitten (12 kilit) oluşmaktadır.
Yapay göl ve kanallardan oluşan Panama Kanalında su seviyesinin yeterince yüksek olması büyük bir önem oluşturmaktadır. Çünkü ortalama 65.000-80.000 ton ağırlığındaki gemileri taşıyabilmesi için yeterli miktarda su basıncı gerekmektedir. Geçiş yapan her bir gemiden sonra yaklaşık 55 milyon galon tatlı su artık olarak denize bırakılmaktadır. Aslında bu tatlı su kaybı dünyanın en yağışlı ülkelerinden biri olan Panama'da şimdiye kadar hiçbir sorun teşkil etmemiştir. Ancak bu yıl kuraklık nedeniyle Kanalı besleyen en büyük göl olan Gatun Gölü neredeyse en düşük su seviyesine gerilemiştir. Bu yılın ağustos ayı ortasında, Mayıs 2016’da kaydedilen en düşük su seviyesine çok yakın durumdaydı ve geçmiş beş yılın ağustos ayı ortalamalarının oldukça altında kalmıştır.